Bodrum denince aklımıza yaz sıcağı, güneş, deniz, kalabalık sahiller ve eğlence yerleri gelir. Bu popüler ilçeye ilkbaharda gitmek ise bambaşka bir deneyim sunabilir. Tenha sokaklar ve plajlarda Bodrum’la baş başa kalabilir, doğasının tadını çıkarabilir ve tarihi yerlerini gezebilirsiniz. Sokaklar da, mekanlar da, manzaralar da sizin olacak.
Bu lüksün tadını çıkarmak için yaz sezonu dışında Bodrum’a gitmenizi öneririm. Denize giremeseniz bile seyretmesi çok iç açıcı…
Bodrum Yat Limanı’nda bir otelde, örneğin Marina Vista’da kalmanızı tavsiye ederim. Limanda yürüyüşler yapabilir, buradaki kafe ve restoranlarda yemek yiyebilirsiniz.
Hava kararırken marinadaki teknelerin direkleri gün batımının renkleriyle birleşince harika görüntüler ortaya çıkıyor. Etrafta az insan olmasından faydalanarak rahat rahat fotoğraf da çekebilirsiniz.
Bodrum Kalesi’ni mutlaka gezmelisiniz. 15. ve 16. yüzyılda Rodos Şövalyeleri tarafından inşa edilen Bodrum Kalesi, bugün dünyanın en önemli sualtı arkeoloji müzelerinden birisi olan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor.
“Tarihin Babası” olarak bilinen Yunan tarihçi ve yazar Herodot’un da bir Bodrumlu olduğunu biliyor muydunuz? Bodrum Kalesi’nin girişinde Herodot’un bir büstü var. Gelenleri ilk o selamlıyor.
Sualtı Arkeoloji Müzesi, hem koleksiyonu hem de bulunduğu mekan itibarıyla çok çekici. Müzeyi gezerken kaleyi de gezmiş oluyorsunuz.
Eserler, kalenin 14 farklı bölümünde ve açık alanlarda sergileniyor. Eserleri görmenin ve ilginç bilgiler edinmenin yanı sıra kale atmosferinde vakit geçirmek için de insan oraya defalarca gitmek ister. Kaleden manzaralar muhteşem…
Kaleyi limonata gibi bir havada gezdim ve o tarihi atmosferde farklı türde ağaçlar, rengarenk çiçekler, kaktüsler, kelebekler ve kuşlarla kendimi çok mutlu hissettim.
Bodrum, kaleden çok güzel görünüyor.
Müzede, antik devir ticaretinde şarap, zeytinyağı, kuru gıda maddelerinin taşınması ve depolanmasında kullanılan amphoralardan (kilden yapılmış çift kulplu testiler) örnekler sergileniyor. Dünyanın en zengin Doğu Akdeniz amphoraları koleksiyonu burada.
Müzede Serçe Limanı Cam Batığı Salonu’nda sergilenen batık da, dünyanın en eski batık gemi kalıntısı olma özelliğini taşıyor. 1025 yılında Marmaris yakınlarındaki Serçe Limanı’nda batan, Bizans ile Hatimiler arasında cam ticaretinde kullanılan geminin içinde bulunan cam eserler ve amphoralar bu bölümde görülebilir. Müzenin cam koleksiyonunda da M.Ö. 15. yüzyıldan M.S. 11. yüzyıla uzanan dönemden çeşit çeşit cam eserler sergileniyor.
Bodrum Kalesi’nden başlayarak Cumhuriyet Caddesi boyunca güzel bir yürüyüşle Halikarnas Disko’nun hemen yakınındaki Zeki Müren’in müze evine ulaşabilirsiniz. Zeki Müren’in hayatının son yıllarını geçirdiği ve 2000 yılında müze olarak açılan evde Zeki Müren’in eşyalarını, fotoğraflarını, kendi tasarladığı sahne kostümlerini, yaptığı resimleri, aldığı ödülleri görebilirsiniz. Bu müzeyi gezince insan Zeki Müren’in ne kadar çok yönlü, değerli ve sevilen bir sanatçı olduğunu daha da iyi anlıyor.
Bodrum’a gitmişken bir akşam Gümüşlük’teki restoranlardan birinde balık yiyebilir ve güneşin batışını burada izleyebilirsiniz.
Gümüşlük’ün dingin, büyülü, farklı bir atmosferi var… Gün batımında fotoğraf çekmek için de çok güzel bir yer.
Bodrum’u keşfetmek için haydi yaz gelmeden bir hafta sonu Bodrum’a kaçın, ne demek istediğimi anlayacaksınız.
(Keyifli Alışveriş Dergisi’nin Nisan 2016 sayısında yayımlanmıştır.)
Son resim guzel cikmis
Bodrum hakkındaki yazınız gerçekten çok güzel. Yıllardır bodrum’a giden biri olarak gözlemlerinizi ve tasvirlerinizi çok beğendim. Tebrik ederim.