İçeriğe geç

Lahey ve laleler diyarına yolculuk

İlkbaharda Hollanda’nın Lahey kentini ve lale bahçelerini ziyaret ettim. İşte izlenimlerim…

IMG_1620-k

Şehre trenle gelenler Den Haag Centraal istasyonunda inerek gezmeye başlayabilir. Hollanda’nın idari başkenti olan Lahey’in merkezinde ilk olarak, parlamentonun bulunduğu Binnenhof dikkatinizi çekecek.

IMG_1728-k

13. yüzyılda Gotik tarzda inşa edilen Binnenhof, önünde Hofvijver Gölü’nün bulunduğu, güzel bir bina. Bu gölün çevresinde yürüyüş yapabilirsiniz. Binnenhof, dünyada halen kullanılmakta olan en eski parlamento binası olma özelliğini taşıyor.

IMG_1632-k

Korte Poten sokağı boyunca yürüyerek hareketli ve keyifli bir atmosferi olan Plein meydanına çıkabilir, meydanın kenarında dizilmiş olan kafe ve barların birinde Hollanda birası içebilirsiniz.

IMG_1742-k

Ayrıca Hollanda’da çok popüler olan taze nane çayını da denemenizi öneririm. Büyük nane yaprakları sıcak suyun içine bırakılınca çok rahatlatıcı ve lezzetli bir çay ortaya çıkıyor.

Yaklaşık yarım milyon kişinin yaşadığı Lahey, huzurlu ve sakin bir şehir. Bisiklet kullanımı çok yaygın ve kolayca bisiklet kiralanabiliyor. Siz de bu şehirde bisikletle dolaşma keyfini yaşayarak Laheylilere uyabilirsiniz.

Lahey’e gitmişken, Hollandalıların tipik yiyeceklerinden biri olan meşhur ‘haring’ (ringa) balığını denemelisiniz. Haring, geleneksel olarak çiğ ve kuyruğundan tutup yukarı kaldırılarak yeniyor. Bir de kızarmış balık Kibbeling ve Lekkerbek’i tatmalısınız.

IMG_1637-k

Ayrıca, yemeden gelmeyin diyeceğim bir şey daha var ki o da gerçek patates kızartmaları! Özellikle Korte Poten sokağında yeni açılan ve tamamen organik patatesten üretim yapan Frietfiets’i tavsiye ederim.

IMG_1610-k

Çikolata içinse Passage 82’de bulunan Hop & Stork’u öneriyorum.

IMG_1668-kIMG_1675-k

Noordeinde sokağı üstündeki Lola Bikes & Coffee ise kahve molası için çok güzel bir yer.

IMG_1701-k

Ayrıca, birçok mağazanın bulunduğu bu bölge, alışveriş için ideal. Korte Poten sokağı üstünde yer alan Holland Souvenirs adlı dükkandan da hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Hollanda’dayken elbette Gouda, Edam ve diğer peynir çeşitlerinden tatmayı ve almayı da unutmayın.

Hollanda Kralı Willem-Alexander’ın sarayı “Huis ten Bosch”u ve Kral’ın çalışma ofisi olarak kullandığı Noordeinde Sarayı’nı da Lahey’de görebilirsiniz. Birçok önemli uluslararası kuruluşun yer aldığı Lahey, New York, Cenevre ve Viyana’dan sonra dördüncü BM şehri. “Dünyanın hukuk başkenti” olarak kabul edilen şehirde Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi yer alıyor. Peace Palace’taki (Barış Sarayı) Uluslararası Adalet Divanı’nın kapısının önünde 1999’dan beri yanan ve uluslararası barışı sembolize eden bir ateş var.

Kuzey Denizi’nin kıyısında yer alan Lahey’de plaj keyfi mi yapmak istiyorsunuz? Hava güzelse neden olmasın?

scheveningen-1-k

Scheveningen’e gidip deniz kıyısında dolaşmanın, yemek yemenin ya da kumlarda oturmanın tadını çıkarabilirsiniz. Hava güzelse şezlonglara uzanıp kahvenizi yudumlarken kendinizi çok iyi hissedeceksiniz. Güneşli, güzel havalarda epey kalabalık oluyor.

IMG_1343-k

Lahey çok yeşil, bolca parkın olduğu bir şehir. Doğayla iç içe bir yaşam var. Güzel bir parkta gezmek isterseniz Haziran-Kasım arasında 300 farklı çeşit, yaklaşık 20.000 gülün açtığı Westbroekpark’a gidebilirsiniz. Ayrıca Lahey’in biraz dışında Alphen aan den Rijn’de bulunan dünyanın ilk kuş parkı Vogelpark Avifauna’yı da ziyaret edebilir, Hollandalıların doğaya duyduğu sevgi ve saygıyı hissedebilirsiniz. Çocuklara da bunun öğretilmesine çok önem veriliyor. Bir sürü park ve hayvanat bahçesi var. Hem doğa dostu, hem çocuk dostu bir anlayış kendini hissettiriyor.

Lahey’de ziyaret edilebilecek, hem büyüklerin hem de çocukların ilgisini çekebilecek bir başka yer de, Scheveningen’de bulunan minyatür müzesi Madurodam. Burada Hollanda’nın önemli ve meşhur yapılarının 1:25 oranında küçültülmüş hallerini görebilirsiniz.

Hollanda’da toplu taşıma araçlarıyla her yer kolayca ulaşılabilir durumda. Tren, otobüs ve tramvaylar sayesinde tüm ülkeyi kolayca keşfedebilirsiniz.

Lahey’in ruhunu yansıtan tablo: İnci Küpeli Kız

Lahey’de mutlaka görülmesi gereken bir müze varsa o da Mauritshuis…

IMG_1743-k

Binnenhof’un hemen yanındaki bu müzede Hollanda’nın Altın Çağı’ndan (1588-1702) Vermeer, Rembrandt, Rubens gibi ünlü ressamların çok değerli eserleri sergileniyor. 17. yüzyılda inşa edilmiş bu güzel binanın tarihi atmosferinde ışığın ustalarının gerçek gibi olan tablolarını incelemek ve pencereden göle bakmak geçmişe büyüleyici bir yolculuğa çıkmak gibi… Vermeer’in 1665 yılında yaptığı en ünlü tablosu “İnci Küpeli Kız” burada sergileniyor.

IMG_2545-kBu bir portre değil, egzotik kıyafetli ve büyük inci küpeli hayali bir kızın resmi. Aradan 400 yıla yakın zaman geçmiş olmasına rağmen, bu tablo sanki hâlâ Lahey’in ruhunu yansıtıyor ya da Lahey hâlâ bu tablonun ruhunu taşıyor. Bugün kartpostallardan veya hediyelik eşyalardan size bakan inci küpeli kız, Lahey gibi huzurlu, yumuşak, dingin… Şehir aynı zamanda ışıldayan büyük bir inci gibi şık ve kibar. İnci Küpeli Kız ile ilgili 2003’te Scarlett Johansson ve Colin Firth’ün boşrollerini paylaştığı ve 3 dalda Oscar adaylığı bulunan bir film çekilmişti.

Mauritshuis’ta bulunan bir diğer çok değerli eserse, Rembrandt’ın “Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi” adlı tablosu… Rembrandt bu resmi, 1632’de cerrah Dr. Nicolaes Tulp’un siparişi üzerine yapmış. Resmin ilginç bir özelliği, tablodaki herkesin farklı bir noktaya bakıyor olması. Öyle ustalıkla yapılmış ki sanki gerçek gibi… Rembrandt bu konudaki yeteneğiyle ünlü.

Lahey’de ayrıca ünlü Hollandalı grafik sanatçısı M. C. Escher’in eserlerinin sergilendiği Escher Müzesi de görülebilir.

Keukenhof

Capcanlı renkler, mis gibi kokular, büyüleyici, huzur veren manzaralar… Sıra geldi, Hollanda deyince ilk akla gelenlerden biri olan lalelere…

IMG_1372-k

Çiçekçi dükkanlarında gördükleriniz de çok güzeller ama bununla yetinmeyin ve ilkbaharda Hollanda’ya giderseniz otobüsle Keukenhof’un yolunu tutun. 1950 yılında açılan dünyaca ünlü Keukenhof bahçelerinde yaklaşık yedi milyon çiçek sizi bekliyor olacak. Laleler, nergisler, sümbüller ve türlü türlü çiçeklerin arasında gezinebilirsiniz…

IMG_1378-kIMG_1335-k

Hollanda’nın çiçekçilik kültürünü ve çiçek çeşitliliğini gururla gözler önüne seren Keukenhof, bu ülkede çiçekçiliğe verilen önemi de gösteriyor.

IMG_1470-kIMG_1342-k

Yedi milyon çiçek, 40 bahçıvan tarafından tek tek elle her sene eylül ayında dikilmeye başlanıyor ve bahçe, büyük emeklerle bizim gördüğümüz halini alabilmesi için hazırlanıyor. İlkbaharda çiçekler sekiz hafta süreyle görülebiliyor. Aynı renkteki lalelerin şeritler halinde dizili olduğu muhteşem tarlaları da görmelisiniz.

IMG_1444-k

Ülkede en güzel tarlalar, Keukenhof civarında bulunuyor. Lale tarlalarına yaklaşabildiğiniz kadar yaklaşın. Tarlaların içine giremeseniz de kenarında yürüyerek veya bisikletle dolaşabilirsiniz. Muhteşem manzaralar var. Fotoğraf çekmeyi sevenler için de çok bereketli bir yer, çekmeye doyamazsınız.

IMG_1458-kPeki Hollanda’da yaklaşık 400 yıldır farklı farklı türleri yetiştirilen ve ülkenin simgesi haline gelmiş olan bu güzel çiçek aslen nereden geliyor? Kanuni Sultan Süleyman döneminin Avusturya elçisi Ogier Ghiselin de Busbecq, Sultan’ın kendisine verdiği lale soğanlarını Hollanda’daki botanikçi arkadaşı Carolus Clusius’a gönderir. Clusius, Hollanda’da ilk laleleri 1593’te diker ve ülkedeki lale yetiştiriciliğinin temellerini atar. Laleleri yetiştirip çeşitlendirir. Osmanlı’da güzelliğin simgesi olan lale, Hollanda’da da çok sevilir ve değer görür. 17. yüzyılda, tek bir lalenin son derece yüksek fiyatlara satıldığı “lale çılgınlığı” olarak adlandırılan bir dönem yaşanır. Hollanda’nın ticaret, sanat ve bilimde ilerlediği ve zenginleştiği Altın Çağı’nda lale yetiştiriciliği ve ticareti gelişir.

Bugün Hollanda, dünyada bahçecilik sektöründe zirvede. Hollandalılar her yıl ortalama 4,32 milyar lale soğanı üretiyorlar. Tarım ürünleri ihracatı konusunda A.B.D’den sonra dünya ikincisi olan yaklaşık 42 bin kilometre karelik Hollanda’nın bunu başarması mucizevi bir başarı olarak kabul ediliyor. Hollanda, süs bitkileri ihracatında ise dünya lideri. Düşünün ki İstanbul’daki çiçekçilerde bile bugün Hollanda’dan ithal çiçekler satılıyor.

IMG_1351-k

Hollanda’dan gelirken Clusius’un lale soğanlarından alıp evinize geldiğinizde dikebilirsiniz. Yüzyıllardır iki ülkeyi birbirine bağlayan laleler köprüsüne bir lale de siz ekleyebilirsiniz.

 

6 Yorum

  1. Umut Umut

    Cok GuZel yazi

  2. Aslı Aslı

    Bu yazı sayesinde Lahey’e gitmiş kadar oldum Baharcım. Diline kalemine sağlık. Lahey’e sahiden gidecek olursam da, elimde bu yazı mutlaka olacak. Fotoğrafların da ayrıca nefis. Bakmaya doyamadım. Yeni yazılarını dört gözle bekleyeceğim.

  3. m.ahmet güven m.ahmet güven

    Bahar cığım Hollandayı Hollandalı senin gibi anlatamazdı bence tebrik ediyorum…sevgilar…

  4. Hi Bahar,

    Thank you very much for mentioning the Frietwinkel in The Hague in your blog and sending us an e-mail about it. We are very glad to hear you have enjoyed our organic fries!

    Thank you so much,

    Team Frietwinkel

  5. Salih kinran Salih kinran

    Tebrik ederim.
    Mükemmel bir gezi yazısı.
    Kendimde yıllardır Hollanda’da yaşıyorum ve arasıra Türkiye’den gelen misafirlerimi gezdiriyorum Bilgim artmış oldu.
    Teşekkür ederim .

  6. Rapr.Ulku Ince Rapr.Ulku Ince

    Guzel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir